TÜRK AJANSI KIBRIS
Lefkoşa, 10 Ekim 22 (TAK): Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) ile Toplumcu
Kurtuluş Partisi (TKP) Yeni Güçler “Toplumcu Demokrasi Partisi” adı altında
birleşti.
Partilerin birleşme kararı kapsamında TDP’nin adı, TKP’nin de logosu
kullanılacak.
Birleşme dolayısıyla bugün Merkez Lefkoşa’da yer alan basın toplantısında, TDP
Genel Başkanı Mine Atlı ile TKP Yeni Güçler Genel Başkanı Mehmet Çakıcı birleşmeyi ilan
etti, tüm partililere tek çatı altında birleşme ve mücadele çağrısı yapıldı.
TDP ile TKP, tam birleşme için tüzük kurultaylarını Belediyeler seçimleri
öncesinde tamamlayıp, seçimlerine bütün olarak katılmayı hedefliyor.
-Özkunt
TDP ve TKP’ye başkanlık yapan, hizmet veren partililerin katılımıyla
gerçekleştirilen basın toplantısında açılış konuşmasını yapan TDP Genel
Sekreteri Nevzat Özkunt, Ülkenin özgürleşmesi, Kıbrıs’ın barış ve refaha
ulaşması için çalıştıklarını söyledi.
Özkunt, bu çerçevede Sosyal demokratların ve solun bir çatı altında
birleşmesinin ülke için, gelecek için gerekli ve önemli olduğuna işaret ederek, bu bütünleşmenin önemine dikkat çekti.
Özkunt, “bugünden sonra daha güçlüyüz” ifadelerini kullanarak, “toplum için
siyaset” amacıyla çalışmaya devam edeceklerini söyledi.
Kıbrıs sorununa çözüm bulmak, halkın refahını sağlamak, savaş tamtamları
duymadan bir yaşam hedefiyle çalışmaya devam edeceklerini de vurgulayan Özkunt,
Kıbrıs Türk halkının Uluslararası hukuk içinde yer alması için çalışmaya devam
edeceklerini kaydetti.
Özkunt, Türkiye’nin ülke demokrasisi ve seçimlerine, kültürüne, sosyal
yaşamına, iradesine müdahalelerde bulunduğunu, muhaliflerin Kıbrıs Türk Halkını
sindirmek için seyahat özgürlüğünü engellediğini savundu, hükümete ve Türkiye’ye
yönelik eleştirilerde bulundu. Özkunt, ülkede, yurtsever, ülkesini insanını seven,
ekonomi, eğitim, sağlık alanlarında halkın beklentilerine cevap verecek,
Türkiye ile iyi ilişkiler kurabilen, kendi kendine yeten, iradesini ortaya
koyabilen bir yönetimin artık iktidara gelmesi gerektiğini kaydetti.
-Atlı
TDP Genel Başkanı Mine Atlı da, 1976 yılında kurulan, Kıbrıslı Türklerin kendi
kendini yönetme erkine duyduğu saygıyla evrilen bir geleneğin parçası
olduklarını belirterek, Kıbrıs Türk tarihinde tutarlı ve istikrarlı olarak her
zaman dışa bağlamlılığın ortadan kaldırılmasını ve kendi kendine yeten bir
toplum yapısının ortaya çıkması için katkı koyduklarını söyledi.
Atlı, kimsenin makamlarda kalıcı olmadığını ifade ederek, şöyle devam etti:
“Bugün sizlerle ve sizin vasıtanızla, topluma bu geleneğin yeniden bir arada olduğunu,
iki parti’nin de parti meclislerinin bütünleşme sürecini olumlu oyladığını,
toplum için siyaset anlayışının galip geldiğini açıklamak adına burdayız.
Bütünleşmiş bir Toplumcu Demokrasi Partisi olarak, yarından itibaren
çalışmalarımızı birlikte sürdürüp, ülkemizin tüm öncelikli ihtiyaçlarına
yönelik beraber hareket edeceğiz.
Ülkemiz ve coğrafyamızda savaş naraları atılırken, biz barış sürecini
güçlendiren etkinlikler ve diyaloglar gerçekleştireceğiz.
Gerek Kıbrısın Güneyi, gerekse de Türkiye’deki siyasi örgütlerle her zaman
sağlıklı bir diyalog yoluyla Kıbrıslı Türklerin kendi topraklarında, güven
içinde, özgür ve kendi iradesine sahip yaşam sürmesini sağlamak adına
politikalarımızı devam edeceğiz.
Sesimizin diyalog yoluyla dinlenmediği, çarptırıldığı ve mesajlarımızın hedef
gösterildiği zamanlarda da eylemliliğimizi tüm paydaşlarla ortaklaşarak devam
ettireceğiz.
Kıbrıslı Türkler ne kendi ülkesinde azınlık olmayı, ne de başka bir ülkenin
tahakümü altında yaşamayı kabul eder. Bu mesajı sizlerin de desteği ile sadece
ülkemizde ve Türkiye’de değil, Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler ve sesimizi
duyurabileceğimiz tüm mecralara taşımayı ve bununla birlikte çözüm iradesini
ortaya koymayı ana hedefimiz olarak kabul ederiz.
Bununla birlikte, çözüm ve barış için çaba ve çalışmalarımızı sürdürürken,
yarın çözüm olacakmış gibi, tüm kurumlarımızı ve toplumumuzu Avrupa Birliği
standartlarında yaşam sürdürmeye hazır etmek de görevimizdir.
Kıbrıslı Türklerin iradesinin gasp edilmesine engel olan nüfus politikaları,
bizi doğru ve kesin bir rakama ulaştıracak nüfus sayımı ve vatandaşlık gibi
önemli bir konuyu –
Bakanlar kurulunun takdir yetkisinden çıkaracak yasal reform üzerinde
çalışmalarımız öncelikli olacak.”
Atlı, bunun yanında ülkenin barış kültürü içerisinde çok kültürlü yapısının
külfet değil zenginlik olmasını sağlayan politikaların da hedefleri olduğunu
kaydetti.
Yabancı vatandaşların insan ticareti ve sömürüye maruz kalmadığı, Irkçılık ve
ayrımcılığın olmadığı bir dünya hayaliyle, yerelde çalışmalarını sürdüreceklerini ifade eden Atlı, “Oryantason
politikaları geliştirerek kendi kültürümüzü muhafaza ederken, Kıbrısa olan
aitlik duygumuza paydaşlarımızı arttırarak, Dünya vatandaşı olarak yetişen
çocuklar için eğitim ve kültür projelerimizi bütün adaya birlikte anlatacağız”
dedi.
Ülkeye kimliklerine çevreye, hayvana ve insana saygıyı temel alan politikalar
üretmeye devam edeceklerini ifade eden Atlı, şunları kaydetti:
“Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ni ön planda tutup Bu uğurda politikalar üreteceğiz. LGBTQ hakları ve sair azınlık haklarını
siyasetimizin merkezine koyup bu uğurda mücadelemizi güçlendireceğiz. Ülkemizi denizimizi, sahillerimizi, ormanlarımızı ve yeşil alanlarımızı koruyan siyaset üretmeye
devam edeceğiz. Kıbrıslı Türklerin ekonomik refah düzeyini arttıran ve koruyan
politikaları desteklemeye, kayıt dışı ekonomiye dikkat çekmeye, doğru denetim
ve sağlıklı vergi sistemleriyle sosyal adaleti sağlayan hizmetlerin
gerekliliğini ve emek sömürüsü olmadan sağlıklı bir ekonominin erişebilirliğini
topluma anlatmaya devam edeceğiz. KIBTEK gibi kurumlarımızın şeffaflık ve hesapverebilirlik ilkeleriyle hareket eden kurumlar haline
gelmeleri için yol haritaları çizmeye ve aktarmaya devam edeceğiz. Tam gün
eğitim için, ücretsiz, kaliteli ve erişebilir sağlık sistemi için atılacak
adımları tek tek toplumumuza açıklayacağız. Belediyeler ve paydaşlarla, kültür,
sanat ve tasarım alanlarında ufkumuzu genişletecek tüm alanları destekleyip
teşvik etmeye devam edeceğiz. Topluma yeniden bir nefes, bir umut olmaya devam
edeceğiz.
Birbirimizi kabul ederek, tolere ederek, saygı ve hoşgörü ile yolumuza devam
edeceğiz.
Özgürlüğe inanan, özgür insanların partisi olarak elbette ki aramızda
ihtilaflar olacak. Bizler biat kültüründen uzak, ‘tek adam’ zihniyetine isyan eden,
demokratik kültürü hücrelerimize kadar hisseden, ifade özgürlüğümüze son derece
düşkün insanlar topluluğuyuz.”
Atlı, ülkede “Külliye” gibi yerleşkelere ihtiyaç olmadığını ifade etti, çözüm
sürecinin, ülke kurumlarının ve toplumun kendilerine en çok ihtiyaç duyduğu bu
zamanda, tüm yoldaşlarına bu anlamlı bütünleşmeye koydukları katkı için
teşekkür etti.
Atlı, yeni yönetime desteğini sağlamaya devam eden eski TDP başkanı Cemal Özyiğit’e,
bütünleşme süreci boyunca yapıcı ve birleştirici tutumuyla destek veren TKP
başkanı Mehmet Çakıcı’ya, bu geleneğin kurucuları Alpay Durduran, Fuat Veziroğlu, Turgut Mustafa (Afşaroğlu), Mustafa Akıncı,
Burhan Nalbantoğlu, Fatma Sezer (Azgın), İsmail Bozkurt, Erbil Refik, Şengül
Şaban, Ergin Birinci, Mehmet Türker, Mahide Ergün, Mehmet Ayder, Ekrem Ural ve
Mustafa Erbilen’e teşekkür etti.
İçeriğin devamı için abone olmanız gerekmektedir.